Sosyal medyada paylaştıkları harika gezi fotoğrafları ile tanıdığımız Duygu ve Merve kardeşler (@gezikumbarasi) ile birlikte harika bir röportaj gerçekleştirdik. Abla kardeş olarak gezmenin avantajları nedir, gezmelerine aileleri nasıl bakıyor ve en önemlisi finansal desteği nasıl sağlıyorlar gibi birçok sorunun cevabı röportajın detaylarında bulunmaktadır. Hazırsanız bu iki dünya tatlı insanı hep birlikte tanıyalım.
1. Gezi Kumbarası kimdir? Kendinizden çok kısa bahsedebilir misiniz?
Biz Duygu ve Merve. Kardeşiz. İkiz gibiyiz ama aramızda 1 yaş 20 gün var.
Birlikte yaşıyoruz, birlikte geziyoruz, birlikte çalışıyoruz. Gezikumbarasi.com adında bir blogumuz var. 2016 yılından beri seyahat ettiğimiz yerlerin ekonomik gezi rehberlerini hazırlayıp, kendi deneyim ve önerilerimizi blogumuzda paylaşıyoruz. Seyahat etmek, müzik dinlemek, spor yapmak, bahçecilik, sanatsal aktiviteler, organik çözümler ve özellikle corona günlerinde fark ettik ki yemek yapmaktan zevk alıyoruz. Ayrıca kullanılmış ürünleri değerlendirerek yeni ürünler tasarlıyoruz. Yani dönüştürüyoruz. Mesela ağaç dallarından abajur yapıyoruz, kullanılmış cam şişeleri boyuyoruz, teneke ambalajlardan saksı yapıyoruz vs.
Bu arada Duygu endüstri mühendisi. Bazı çok uluslu şirkette çalıştıktan sonra plaza hayatından istifa etti. Kendi işini kurmak üzere girişimlere başladı. Merve istatistik mezunu. Araştırma sektöründe çalıştıktan sonra istifa ederek Duygu ile birlikte MBA yapmak için Paris’e gitti. 4 sene burada yaşadılar ve sonrasında Merve beyaz yakalığa veda edip hayali olan oyunculuğa yöneldi. Oyunculuk okudu ve Altıdan Sonra Tiyatro ekibinde oyunculuk yapıyor.
2. Kardeş olarak gezmenin avantajları ve dezavantajları nedir?
Baştan sona çok fazla avantajı var aslında kardeş olarak gezmenin. En başta plan yapmak çok kolay oluyor. Mutfakta kahve içerken bilet alıp, gezeceğimiz yerin yürüyüş haritasını oluşturuyoruz. “Telefon açıp uygun musun, sana da bilet alayım mı?” derdimiz yok!
Seyahatler sırasında da sizi en iyi tanıyan, huyunuzu suyunuzu en iyi bilen kişiyle birlikte olmanın avantajını görüyoruz. Kim ne zaman yoruldu, ne zaman acıktı bunları bilmek çok önemli. Grup ya da arkadaşlar ile yapılan seyahatlerde sık sık sorun olan şeyler bunlar. Ama bizim böyle bir derdimiz olmuyor.
Sosyal medya hesaplarını yönetirken, web sitemize içerik üretirken bir kişinin iş yükü ikiye bölünmüş oluyor. O yüzden daha hızlı ilerliyoruz.
Dezavantajı birlikte aynı fotoğrafta olmak zor oluyor. Tripod kurmaya üşenip sürekli selfie çekmek durumunda kalabiliyoruz! Ayrıca maddi boyut. Aynı aileden ortak bütçeden x2 harcama yapmak durumunda kalıyoruz.
3. Gezi planınızı oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz? Belirli bir konseptiniz var mı?
Gezi planımızın ekonomik ve efektif olmasına dikkat ediyoruz.
Bu sebeple ucuz uçak bileti, vize gerekliliği, ulaşım, yeme içme- konaklama olarak bize çıkacak toplam maliyete ve seyahat için gereken süreye bakarak gezi rotalarına karar veriyoruz. Yani eğer Schengen vizemiz varsa hemen bu vize ile gidebileceğimiz en uygun Avrupa ülkesini planlamaya çalışıyoruz. Tam tersi de olabiliyor. Bir havayolu şirketi kampanya yapar da biz iki- üç tane uygun uçak bileti bulursak bu sefere tam tersi önce rotayı ayarlıyoruz ve tek seferde vizeye başvuruyoruz.
Belirli bir konsepte bağlı seyahat etmiyoruz. Genelde sık ve kısa süreli seyahatler yapıyoruz, gittiğimiz şehirleri yürüyerek gezmeyi tercih ediyoruz, yöresel lezzetlerin tadına bakmadan dönmüyoruz. Bir de rutinimiz var: Merve kar küresi, Duygu shot bardağı biriktirir.
4. Gezilerinizi nasıl finanse ediyorsunuz?
Kendi imkanlarımızla geziyoruz. Bazı birikimlerimizi seyahat bütçesi olarak kullanıyoruz. Daha çok gezebilmek için de bir takım lükslerimizden vazgeçtik. Daha minimal yaşıyoruz, gereksiz harcamalardan kaçınıyoruz. Birçok şeyi dönüştürüyoruz. Günlük harcamalardan bile kıstığınızda kumbarada biriken toplam para baya yetiyor.
5. Aileniz ve arkadaşlarınız iki kardeş olarak gezmenizi nasıl değerlediriyor?
Takdir ediyorlar ve destekliyorlar. Ailemiz için çok rahatlatıcı bir durum tabii. Abla kardeş geziyoruz işte. Bu zamana kadar tahmin edersiniz ki arkadaşlarımızın neredeyse %90’ı ortak. Hem bu tutkuya ortak olmak hem de birlikte eğlenmek için arkadaşlarımız genellikle bize dahil olmak istiyorlar. Zaman zaman birlikte gezdiğimiz de oluyor. Bir de özellikle televizyona çıktıktan sonra bizi destekleyen anne ve kardeşler var. Çok mutlu oluyoruz durum böyle olunca..
Arasında bu kadar az yaş farkı olan ve bizim gibi iyi anlaşabilen, ortak zevk ve tutkuları olan ender kız kardeşlerdeniz. Bu diğer kardeşlere de örnek oluyor aslında. Bize bir nevi özenip, “Ben de abimle/ kardeşimle bu yaz tatile çıkmaya karar verdim sayenizde!”şeklinde mesajlar alıyoruz. Bu da bizi cesaretlendiriyor ve çok mutlu ediyor.
6. Sizi diğer gezi sayfalarından ayıran en büyük özelliğiniz nedir? İnsanlar neden sizi takip etmelidir?
Dünyada arasında 1 sene 20 gün olan tek kardeş gezginleriz! Bu büyük bir iddia olurdu.
Biz ekonomik geziler hazırlıyoruz. Gezi planımızdaki tüm kalemleri çok detaylı araştırıyoruz. Bizim bloğumuzu okuyup yola çıkan birinin o şehre adım atar atmaz sanki daha önce buraya gelmiş gibi hissedeceğine eminiz. Bu konuda oldukça iddialıyız.
Blogumuzda gezdiğimiz yerlerin detaylı yürüyüş rotasını paylaşıyoruz. Genellikle görülmesi gereken tüm turistik yerleri kapsayacak ve başladığı yerde bitecek şekilde yürüyüş rotaları çiziyoruz. Biz nasıl yol aldık ve aslında nereye uğramaya gerek yoktu gibi detaylı bir şekilde veriyoruz. Bunu yapan başka bir seyahat blogu yok aslında, ya da biz bu zamana kadar denk gelmedik.
7. Seyahatleriniz sırasında başınıza gelen en korkunç olay neydi? Nasıl başa çıktınız?
Aslında şimdiye kadar pek bir korkunç olay yaşamadık. Ama bizim hikayelerimiz hep çok maceralı. Mesela, Bangkok’ta bir akşam tapınak arayacağız diye bir güzel kaybolmuştuk. Çok yürüdük ama çok yürüdük. Sonunda sabah kurulacak olan domuz pazarının hazırlık aşamasında ölü domuzların kafalarını görünce artık bir tuktuk’a atlayalım diye paraya kıydık.
Bir keresinde de trenle Paris’ten Hamburg’a gitmek üzere yola çktık. Sabah uyandığımızda hala trende ve bindiğimiz duraktan 3-4 durak sonrasında Metz’deydik. Artık nasıl derin uyumuşsak trenin arıza yaptığını ve bir garda sabahladığımızı fark etmemişiz.
Bir defasında da Minsk’den Varşova’ya gitmek üzere otobüse bindik. Sınır kapısından herkes rahatça geçti ama görevliler bir tek Merve’yi bekletti. Pasaporttaki fotoğrafına bakıp bakıp bir türlü o pasaportun Merve’ye ait olduğuna ikna olmadılar. Bu süre abartmıyoruz 50 dakika sürdü ve yaklaşık 5-6 memur istişare etti. Çok tedirginlik vericiydi. Çünkü sabaha karşı 4-5 civarıydı, soğuk ve karanlıktı aynı zamanda tüm otobüs bizi bekliyordu!
Bir kere de Odessa’dan Moldova’ya sınırdan geçiyorduk. Kiraladığımız aracın sınırdan geçmesine bir şekilde izin vermediler. Yaklaşık 6 saat sonrasında eski bir minibüsten bozma otobüse atlayıp Moldova’ya gittik. Aracı da Odessa gümrük kapısında öylece bıraktık..
8. Şu ana kadar gezdiğiniz şehirler ve ülkeler arasında en çok beğendiğiniz yer neresiydi?
Gezilerimiz keşif amaçlı olduğu için her şehirden bir şey öğrendik ve genel olarak her şehri anlamaya çalıştık, sevdik. Ama en en çok sevdiğimiz ve tekrar tekrar gitmek isterim dediğimiz yer herhalde yine Fransa, ikinci memleket dediğimiz Paris olur. Bir de Uzakdoğu farklıydı, özellikle Bali’ye tekrar gitmek isteriz.
9. İlk defa gezmeye başlayacak olan dostlarımıza neler önerirsiniz? Nelere dikkat etmeleri gerekiyor?
Kesinlikle hayatı ertelemesinler! Eğer gitmek istedikleri bir yer varsa, sağlıkları yerindeyse, üç beş kuruş harçlıkları varsa cesur olup yola çıksınlar. İlk adıma bakar.. Bakın sonra coronavirüs gibi bir illet gelir, ne kadar zengin de olsanız ne kadar zamanınız da olsa burnunuzu kapıdan dışarı çıkaramaz olursunuz. Sanırım bu kadarını bile düşünmek yeterli olacaktır.
10. Seyahate başlamadan önceki hayatınız ile şimdiki hayatınız arasındaki farklar nelerdir?
Seyahat öncesi hayatımız diye birşey yoktu aslında. Biz 4-5 yaşındayken anne ve babamızla işleri gereği Türkiye- Fransa arası 2-3 gün süren araba yolculukları yapardık. Bunun dışında neredeyse her hafta sonu yeni yerlere gitmeyi seven bir ailemiz olduğu için sürekli gezme halindeydik. O yüzden öncesi sonrası yapmak bizim için pek mümkün değil.
Ama gezerek öğrendiğimiz ve tabii ki dönüştüğümüz doğru. Mesela daha tutumluyuz. İnsanlara karşı daha anlayışlı, yeni deneyimlere daha açık, farklı kültürlere hemen adapte olabilen bireyler olarak evrildik seyahat ettikçe.
11. Türkiye’de ve Dünyada kadın olarak gezmenin zorlukları var mı?
Her kadın gibi biz de cinsiyet ayrımcılığı yapmayı sevmiyoruz ama maalesef her kültürün kadına saygısı aynı değil. Ve yine maalesef bunu görmek için Türkiye sınırlarını aşmaya gerek yok. Bu durumun, yerine ve yöresine göre bizi zorladığı oldu zaman zaman. Akşam konaklama yerine dönüşte daha dikkatli olmak veya kıyafetleri o yöreye göre seçmemizin gerektiği gezilerimiz oldu. Ama şimdiye kadar herhangi bir olumsuz tecrübe yaşamadık bu konuda. Malum İstanbul’da panter gibi yetişiyor kız çocukları..
12. İnsanların seyahat tutkularını ateşleyecek kitap ve film önerileriniz var mıdır?
‘Jack Kerouac –Yolda’, ‘Evliya Çelebi – Seyahatname’ aklımıza ilk gelen ve seyahat tutkumuzu tetikleyen kitaplar. Film olarak da ‘Into the wild’, ‘Tracks’, ‘Wild’ bize “hadi kalk bi yerlere gidelim” dedirten filmler..
13. Gezi Kumbarası olarak 5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Corona’nın olmadığını ve bizim bu süreçten hiç geçmediğimizi varsayarak dünyanın yarısını gezmek, Güney Amerika’da en az 3 aylık bir gezi ve yaşam planımız vardı.
Ayrıca gezilerimizi finanse edebilmek adına başladığımız ve uzun süredir üzerinde çalıştığımız bir projemiz var. İstanbul’a çok yakın sürdürülebilir bir yaşam alanı oluşturmak şeklinde özetleyebiliriz. Şimdilik detay vermeyelim, projemiz bittiğinde zaten paylaşacağız.
14. Seyahatleriniz sırasında motivasyonu ve enerjiyi nasıl sağlıyorsunuz?
Seyahatlerimiz sırasında aslında motivasyonumuz pek düşmüyor. Seyahatte olmak aslında bizim için bir motivasyon. Seyahat ettiğimiz için enerjimiz yükseliyor, kendimizi gezerek şarj ediyoruz.
15. Bir kelime ile kendinizi özetlemeniz istenilseydi, hangi kelimeyle kendinizi ifade ederdiniz?
Tek kelime çok zor. Biz iki kişi olduğumuz için iki kelime seçme hakkımızı kullanalım. İnsan olarak bizi özetleyen kelime üretken, gezi kumbarasını özetleyen kelime ise ekonomik.
Duygu ve Merve’ye (@gezikumbarasi) bu keyifli ve samimi cevapları için çok teşekkür ederiz. Sizde seyahat etmek ve yeni yerler keşfetmek istiyorsanız daha önce yazmış olduğumuz “Seyahat Uygulamaları” yazımızdan faydalanabilirsiniz.

