Cunda Adası » Cunda Adası Gezilecek 20 Önemli Yer

0
522
cunda adası

Bu yazımızda Cunda Adası nerede? , Cunda Adası’na nasıl gidilir? gibi sorularınıza yanıt bulacak, Cunda Adası Gezilecek Yerler hakkında detaylı bilgi sahibi olacaksınız.

Cunda Adası nerede?

Cunda Adası diğer ismiyle Alibey Adası, Balıkesir ilimizin Ayvalık ilçesi sınırlarında bulunur. Ülkemizin en büyük 4. adası olan Cunda, Ayvalık’taki 22 ada arasında yerleşime açık olan tek adadır.


Cunda Adasına nasıl gidilir?

cunda adası

Ayvalık’a geldikten sonra Cunda Adası’na ulaşım için birçok seçenek mevcuttur. İsmi ada olsa da, Cunda – Ayvalık arasında iki köprü ile sağlanan kara bağlantısı bulunmaktadır. İlki Ayvalık ile Lale Adası’nı birbirine bağlayan, 1817 yılında, denizin doldurulması ile inşa edilen köprü-yoldur. İkincisi ise Lale Adası ile Cunda Adası’nı birbirine bağlayan “Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü” unvanına sahip, 1964 yılında inşa edilmiş olan köprüdür.

Ayvalık’tan Cunda Adası’na Ulaşım

  • Ayvalık-Cunda seferi yapan minibüs ve otobüsleri Bu yolculuk yaklaşık 30 dakika sürmektedir.
  • Kendi arabanız ile Ayvalık’tan adaya geçişi sağlayan eski ve yeni yol seçeneklerinden birini kullanarak. Yolculuğunuz yaklaşık 20 dakika sürecektir.
  • Ayvalık limanından, Ayvalık-Cunda seferi yapan motorları kullanarak, adaya keyifli bir yolculuk gerçekleştirebilirsiniz. Motorlar her saat başı, karşılıklı olarak sefer düzenlemektedir.

NOT: Eğer minibüs ve otobüs kullanacaksanız, Ayvalık’ta toplu taşımada nakit paranın kullanılmadığını bilmenizde fayda var. Tüm toplu taşıma araçlarında Balkart kullanılıyor. Araçlara bindiğinizde, orada ikamet etmediğinizi belirterek, başka birinin kartını kullanmayı rica edebilirsiniz, aksi takdirde şoförler para kabul etmemektedir.


Cunda Adası Tarihi

cunda adası

Resmi ismiyle Alibey, halk arasındaki ismiyle Cunda, tarihi 3500 sene öncesine dayanan bir yerleşim yeridir. M.Ö 1200-1300 yılları arasında Doğu Avrupa’da bir kıtlık meydana gelir ve bu bölgede yaşayan kavimler Anadolu’ya göç eder. Bu kavimlerden biri Yunanistan’dan ayrılır ve Anadolu’nun kuzey batı kıyılarına yerleşerek, 12 şehir kurar. Cunda da bu kentlerden biridir.

Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye’sinde “Yund” adı ile anılan ada, Osmanlı döneminde adada yaşayan Türklerin “Yunda” ismini kullanmasından sonra zamanla Cunda’ya evirilerek günümüzde kullanılan ismini kazanmıştır. Adadaki Rumlar ise, Rumca “kokulu ada” anlamına gelen, Moshonisi ismini kullanmıştır.

Ada, Alibey Adası ismini ise Cumhuriyet sonrasında almıştır. Kurtuluş savaşı sırasında, padişah “Yunanlılara teslim olun.” emrini vermiş ancak halk bu emri tanımayarak, ilk silahlı mücadeleye başlayan cephe olmuştur. Ayvalık cephesinin birlik komutanı olan Yarbay Ali Çetinkaya, bu kahramanlık hikâyesine öncülük ederek, adaya Alibey Adası ismi verilmesine sebep olmuştur.

Şuan adada bulunan yerleşim alanının büyük bir kısmı Osmanlı döneminde burada yaşayan Rumlar tarafından inşa edilmiştir. Mimari olarak Rum taş evleri adaya hâkimdir. Ada şuan renkli, cıvıl cıvıl bir tatil bölgesi olarak gözükse de, tarih sayfalarına büyük dramlar, insanların yüreklerinde unutulmaz acılar olarak yazılmıştır. Ada nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan Rumlar özerklik almış olmalarına rağmen, 1821 yılındaki Ayvalık isyanı sonucunda adayı terk etmek zorunda kalırlar. İsyan sırasında adadaki pek çok bina da tahrip edilir ve geriye kalan Rumlar sürgüne gönderilir. Aradan 3 yıl geçer ve Rumların evlerine geri dönmesine izin verilir, tüm malları iade edilir. Ada, 1919 yılında ise Yunanlılar tarafından işgal edilir ardından 15 Eylül 1922 tarihinde yeniden Türk topraklarına katılır. Mudanya Ateşkes Antlaşması ile Yunanistan ve Anadolu arasında yapılan mübadele sonunda, Rum halkı Yunanistan’a döner, adaya ise Midilli ve Girit’ten gelen Türkler yerleştirilir. Hem Rum, hem de Türk halkı, mübadele döneminde büyük acılar çeker. Ada sokakları bu acıların izlerini hala taşımaktadır. Yaşlı bir ada sakini ile yapacağınız yarım saatlik sohbet, sizi tarihin derin izleriyle yüzleştirmeye yetecektir…


Cunda Adası Gezilecek Yerler Listesi

  1. Taksiyarhis Kilisesi (Rahmi Koç Müzesi)
  2. Âşıklar Tepesi Yel Değirmeni
  3. Despot Evi
  4. Ayışığı Manastırı
  5. Rahibe Okulu
  6. Cunda Adası Kordonu
    • Tımarhane Adası
    • Taş Kahve
  7. Cunda Sokakları
  8. Cunda Adası Plajları
  9. Cunda Tekne Turu
  10. Cunda Sık Sorulan Sorular

Cunda Adası Gezilecek Yerler (Tarihi Mekânları)

Taksiyarhis Kilisesi (Rahmi Koç Müzesi)

taksiyarhis kilisesi

Kilise, Alibey Adası’nda bulunan, nüfusu 8.000-10.000 civarında olan Rum Ortodoks (Moschonese) cemaati tarafından, 1873 yılında eski temeller üzerine Anakent (Metropol) Kilisesi olarak inşa edilmiştir. Kilise, ismini de aldığı Taksiyarhis yani Koruyucu Baş Melekler, Cebrail ve Mikail’e atfedilmiştir.

Örneği sadece Ayvalık’ta olan, sarımsak taşından yapılmış bu kilisenin orijinalinde 2 tane çan kulesi bulunmaktadır ancak sadece biri ayakta kalarak, günümüze ulaşabilmiştir.

Kilise, 2011 yılında Vakıflar Meclisi kararı ile Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı’na müzeye dönüştürülmek üzere tahsis edilmiştir. Tarihi kilisenin restorasyonu yapılmış ve 2014 yılında Ayvalık Rahmi Koç Müzesi Taksiyarsis Kilisesi olarak hizmete açılmıştır. Adada yaşamış ve yaşamakta olan tüm Rumlara bir saygı göstergesi olması gerektiğini düşünen Rahmi Koç, Taksiyarsis Kilisesi isminin kaldırılmaması ve müzenin ismine dâhil edilmesini istemiştir.

Kilisenin duvarlarında yer alan önemli duvar resimlerinden “İsa’nın Vaftiz Töreni, İsa’nın Doğumu ve Melekler” sahneleri, melek resimleri arasında da Roma Dönemi savaş giysileri içinde, savaşçı kimliği ile betimlenen Baş Melek Taksiyarhis (Cebrail) dikkat çekmektedir. Kilisenin en çok merak edilen ve ziyaretçileri buraya çekmekte olan resim ise “Yunus Peygamber’in balığın ağzından çıkış sahnesi” dir.

1976 yılında Ayvalık ve çevresindeki 17.900 hektarlık alan, doğal ve tarihi sit alanı ilan edilmiştir. Bunun üzerine, kilise binası “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı” olarak tescillenmiştir.

Günümüzde müze hizmeti veren kilise içerisinde, diğer Rahmi Koç Müzeleri’nin devamı niteliğinde, antika oyuncaklar, buharlı aletler, bebek arabaları ve çeşitli ölçüm araçları sergilenmektedir.

Hem kilisenin mimarisinden büyülenmek, hem de tarihte ufak bir yolculuk yapıp, geçmişten günümüze doğru şekillenen objeleri görmek istiyorsanız, Cunda Adası’nda Gezilecek Yerler arasında ilk olarak buraya uğramalısınız.

Rahmi Koç Müzesi’ne giriş yetişkinler için 5 TL, öğrenciler için ise 2 TL’dir. Müze kart geçerli olmamaktadır. Müze Pazartesi günleri ziyarete kapalıdır.

Detaylı bilgi ve 360 derece müze turu için Rahmi Koç Müzesi adresini ziyaret edebilirsiniz.


Aşıklar Tepesi Yel Değirmeni

yel değirmeni

Tüm adayı ayaklarınızın altına alabileceğiniz, keyifle kahvenizi yudumlarken, harika fotoğraflar çekebileceğiniz bir yer Âşıklar Tepesi. Tepede adanın simgelerinden biri haline gelmiş, Rahmi Koç Vakfı tarafından restore edilen, şuanda hem kafe hem de kütüphane hizmeti vermekte olan yel değirmeni bulunuyor.

Tepede bulunan Agios Yannis Kilisesi, yıllar boyunca harabe halde kalmış, aslında bir şapel olan ve İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı, 17-18. yüzyıllarda da kilise hukuku üzerine önemli eserlerin yer aldığı bir kitaplıkmış. Kilise 2007 yılında restore edilerek, geçmişin izlerini taşıyan yeni bir kitaplığa dönüştürülmüştür. Kitaplık, “Göremediğime değil, okuyamadığıma üzülüyorum.” diyen Emekli Büyükelçi Necdet Kent ve eşinin isminin verilmesiyle, Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı olarak hizmete açılmıştır. Necdet Kent’in oğlu Muhtar Kent, babası öldükten sonra, ondan yadigâr 1.300’den fazla kitabı buraya bağışlamıştır.

Âşıklar Tepesi’ne çıkan bir ulaşım aracı bulunmamaktadır. Tepeye kendi aracınız ile çıkarken, oldukça dar sokaklardan geçmek zorunda kalacaksınız. Tavsiyemiz, araç kullanmak yerine, tarihi sokakların, fırınların, antikacıların keyfini süreceğiniz bir yürüyüş ile tepeye çıkmanız olacaktır. Kitaplığın önünde birkaç araçlık park alanı bulunuyor. Yaz aylarında oldukça kalabalık olan tepeye çıkarken, şiddetli rüzgârı göz önünde bulundurarak kıyafet konusunda tedbirli olmanızı öneririz.

Pazartesi günleri ziyarete kapalı olan kitaplığa giriş ücretsizdir.


Despot Evi

despot evi

Adadaki en ihtişamlı yapı olan Despot Evi, 1862 yılında, bir Despot tarafından, sarımsak taşı kullanılarak yaptırılmıştır. Despot, Rum Ortodoks din adamlarına verilen rütbedir. Ada sahiline, en güzel tarihi dokunuş olan ev, acı bir hikâyeye sahiptir.

Yunanistan’ın devlet olduğu gün sevinçten havalara uçan halk, Despot’a yüklü miktarda bağış yapar. Despot bu bağışlar sayesinde servet sahibi olur. Ardından tüm parasını alarak Cunda’ya gelir. Parasının bir kısmını kullanarak günümüzde “Despot Evi” olarak anılan, ihtişamlı malikâneyi inşa ettirir. Kalan serveti ile birlikte malikânesinde rahat bir yaşam sürer. Günün birinde Despot’un serveti halk arasında kulaktan kulağa yayılır, hırsızların gözdesi haline gelir. Tüm hazırlıklarını tamamlayan hırsızlar, 1877 yılında eve gelerek, servetinin yerini söylemesi için Despot’u zorlarlar ancak hiçbir şey öğrenemezler. Bunun üzerine Despot’u öldürürler, evde buldukları bir miktar Osmanlı parası, gümüş ve altın eşyaları alarak kaçarlar.

Despot için Taksiyarhis Kilisesi’nde bir cenaze töreni düzenlenir ve buraya gömülür. Osmanlı Devleti, evi kiliseden satın alır ve hükümet binası olarak kullanmaya başlar. Osmanlı malı olan bina, 1921 yılından sonra yetimhane olarak, 80’lerde ise hem ilkokul ve hem de yetimhane olarak kullanılmıştır. Daha sonra ise tamamen boşaltılmış ve atıl kalmıştır. Oldukça tahrip edilen bina, açılan ihale ile yeni sahibini bulmuş, restore edilerek otel hizmeti vermeye başlamıştır.

Şimdilerde lüks bir otel olarak anılan Despot Evi’nin dili olsa, çok şey anlatacağı kesin…


Ayışığı Manastırı

cunda adası

Adanın kuzeyindeki Pateriça yarımadasının en uç noktasında yer alan Ayışığı Manastırı, rakımı 300 metre olan dik bir tepenin, deniz ile birleştiği yerde bulunmaktadır. Manastırın 1795 tarihinde inşa edildiği düşünülür ancak kesin bir bilgi yoktur. Mübadele sonrasında manastırın zeytinlikleri, Katerinli Fahrettin Bey’e verilmiş, o da manastırı yazlık olarak kullanmaya başlamıştır. Hal böyle olunca manastırın bakımı düzenli olarak yapılmış ve sağlam kalmıştır. Ancak Fahrettin Bey’in vefatı ile defineciler tarafından tahrip edilen manastır, zamanla yıkılmaya başlamıştır. 1989 yılında, Manastır Koruma Kanunu ile 1. Derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenmiş, koruma altına alınmıştır. Manastırın ortasında bir kilise, çevresinde ise hem hayvanların beslendiği hem de gıda ihtiyacını karşılamak için tarım yapılan bir arazi bulunmaktadır.

Manastır, Suzan Sabancı Dinçer tarafından satın alınarak, restore edilmiş, 2012 yılında yapılan tören ile ziyarete açılmıştır. Sadece kendi aracınızla, meşakkatli bir yolculuk yaparak ulaşabileceğiniz manastır, haftanın sadece 1 günü ziyarete açıktır ve bu herhangi bir gün olabilir. Gittiğinizde kapalı olması ihtimaline karşı, önceden arayıp bilgi almanızı öneririz.


Rahibe Okulu

rahibe okulu

1873 yılında inşa edilmiş olan Cunda Rahibe Okulu (Kız Okulu), sadece tekne ile denizden görebileceğiniz bir konumda bulunmaktadır. Okuldaki eğitimler 49 yıl sürerek, 1922 yılına kadar devam etmiştir. Daha sonra eğitim faaliyetleri durdurulmuş, bina tamamen terk edilmiştir. 1999 yılında dönemin Belediye Başkanı tarafından restore edilerek, kültür merkezi haline getirilen okul binası daha Komili ailesi tarafından satın alınmış ve özel mülk haline gelmiştir. Zeytin ağaçları arasında bulunan tarihi okul binasını, sadece denizden görebilir, özel mülk olduğu için ne yazık ki gezemezsiniz.


Cunda Adası Kordonu

cunda adası

Adanın en hareketli bölümü olan kordonda, yaz akşamları adım atılacak yer olmuyor desek abartmış olmayız. Araç trafiğine kapalı olan kordon boyunca, sırayla dizilmiş dondurmacılar, lokmacılar, restoranlar ve seyyar satıcılar bulunuyor. “Geçen sene dondurma yediğiniz yer burası”, “Demet Akalın da bizden yiyor” gibi naralar atan dondurmacılar arasından hangisini tercih edeceğiniz size kalmış ama lokma konusunda adresiniz belli. Lokma İmparatoru… Önündeki sırayı gördüğünüzde tanıyacak, ismini görmeseniz bile bahsettiğimiz yerin orası olduğunu anlayacaksınız. Lokma İmparatoru’nun lokma dökme şovunu izlemeden, lokmalarını midenize indirmeden buradan ayrılmayın, beklediğiniz sıraya kesinlikle değecek.

Kordonda bulabileceğiniz tek aktivite yemek yemek! İster dondurma, ister lokma, ister balık, isterseniz buzda badem… Adanın simgesi haline gelmiş tüm yiyecekler aynı yerde. Mide fesadı geçirmek üzereyseniz, uzun yürüyüş yolu imdadınıza yetişecek, deniz kenarında, biraz rüzgâr ve dalga sesleri eşliğinde yapacağınız bir yürüyüş ile rahatlayacaksınız.

Burada yürüdükten sonra, yastığa başınızı koyar koymaz uyumanız garanti, çünkü rüzgârı sayesinde zihninizdeki tüm fazlalıklardan kurtuluyorsunuz. Hayır, şaka yapmıyor ya da abartmıyoruz. Ada rüzgârının insan üzerindeki etkileri tescillenmiş, hatta ufak da bir hikâyesi var.

Hikâyeye konu olan “Tımarhane Adası” hem çok içki içenlerin, hem de köyün delilerinin getirilip bırakıldıkları bir yermiş. Rüzgâr, ada çevresinde bulunan tuhaf şekilli kayalara çarparak ürkütücü sesler çıkarır, adaya bırakılan insanlar da zihinlerini bu sesler ile boşaltıp kendilerine gelir ve tekrar halk arasına karışırmış. 70 yıl öncesine kadar psikoterapi merkezi olarak kullanılmakta olan ada üzerinde, günümüze ulaşan tek yapı Agia Paraskevi Manastırı’dır. Ada çevresini dolaşırken adayı ve manastırı görebilir, rüzgârın sesine kulak verebilirsiniz…

Kordon’da bulabileceğiniz bir diğer güzellik ise, Taş Kahve. Adanın sembollerinden biri olan kahve, ahşap sandalyelerine oturup, Türk kahvenizi yudumlayabileceğiniz, sıcak bir mekân. Tabii önce yer bulmanız gerekiyor. Yaz akşamlarında ziyaretçilerin uğrak noktası olan kahvede boş sandalye bulmak neredeyse imkânsız. Kalabalık ve gürültü içinde oturmak yerine, gündüz vakti gelerek, mekânın tadını çıkarabilir, güzel Ege Denizi’ne karşı damla sakızlı kahve keyfi yapabilirsiniz.


Cunda Sokakları

cunda adası

Bol bol hediyelik eşya dükkânı görebileceğiniz, adanın simgesi haline gelmiş her şeyin magnetini bulabileceğiniz, Arnavut kaldırımlı, taş evlerle süslü, dar sokaklar…

Cunda sokaklarında yapabilecekleriniz sınırsız, hayal gücünüze kalmış. Biz bazılarını sizin için listeledik.

  • Sadece burada görebileceğiniz, Sarımsak taşı ve yumurta akı karışımı ile inşa edilmiş Rum evlerini fotoğraflamak, ya da fotoğraflarınıza arka plan yapmak.
  • Sokak aralarında bulunan antikacıları gezerek, tarihte ufak bir yolculuk…
  • Cumartesi günü, gündüz geldiyseniz Cunda Pazarı’na uğramak, Ege’nin eşsiz otlarından satın almak.
  • Ada yerlileriyle sohbet etmek, adanın geçmişine dair hikâyeler dinlemek.
  • Mis gibi ekmek kokusunu takip ederek, Cumhuriyet Fırını’nı Çam kozalağı közünde pişmiş kendine has ekmeğinin ve simitlerinin tadına varmak.
  • Karadeniz Pastanesi’nde çay eşliğinde damla sakızlı kurabiye yemek.

Cunda Adası Plajları

cunda adası koyları

Cunda Adası’nda nerede yüzülür? diye soracak olursanız, alternatifler ne yazık ki bir adada olmanıza rağmen kısıtlı… Adanın denize girilecek en güzel yerlerini oteller kapmış durumda. Yerleşim bölgesindeki deniz kirli olduğu için yüzmeye pek uygun değil. Adada akıntının olmaması, bunun sonucunda da kirlilik yaşanması sebebiyle, insan eli ile açılan bir boğaz bulunuyor. Bu sayede ada açık denize açılmış ve kirlilik nispeten engellenmiştir. Yüzebileceğiniz en temiz koylar, adanın arka tarafında bulunuyor ve ulaşmak için kendi aracınızı kullanmanız gerekiyor.

Ortunç Koyu

cunda adası

Cunda’nın, Türkiye’nin Mavi Bayraklı Plajları arasına girebilmiş tek koyu. Açık denize bakması, merkeze yakınlığı, berrak suyu ile adada denize girebileceğiniz en iyi seçenek. Merkezden 2,5 kilometre uzaklıkta bulunan koya, şahsi aracınız ile ulaşabilirsiniz. Koy içerisinde 3 tane işletme yer alıyor, bunlardan ikisi camping, biri ise otel. Belli bir ücret karşılığında işletmelerin plajlarında şezlong ve şemsiye kiralayıp, duş, WC, soyunma kabini, kafe hizmetlerinden faydalanabilirsiniz. Hayır, insan kalabalığı bana göre değil, kafa dinlemek ve güzel denizin tadını çıkarmak istiyorum derseniz, Ortunç koyunun içinde yer aldığı Milli Park’ta bulunan ağaçlar arasından geçerek, kayalıkların üzerinden denize girebilirsiniz. Bu yolu tercih edecekseniz, WC, duş, yeme-içme, uzun saatler rahatça oturmak gibi imkânlarınızın olmayacağını göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederiz.

Patriça Koyu

cunda adası koyları

Cunda’nın Ortunç’tan sonra en popüler yüzme alanı Patriça (Pateriça) Koyu. Sit alanı olması sebebiyle yapılaşmaya izin verilmeyen koyda, 2 tane işletme bulunuyor. Günlük ortalama 25-30 TL ödeyerek şezlong, şemsiye, WC, duş, soyunma kabini, otopark hizmetlerinden faydalanabilirsiniz. İşletmelerin yemek servisi de bulunuyor. Sığ suyu sebebiyle çocuklu aileler tarafından sıkça tercih edilen koy, kafa dinlemek, sakinlik arayışında olanlar için iyi bir alternatif olmayabilir. Koyun, işletmeler haricinde daha bakir alanları bulunuyor. Kendinize, hem denize girebileceğiniz hem de piknik yapabileceğiniz, gürültüden uzak, keyifli köşeler bulabilirsiniz. Kendi aracınız ile ada merkezinden 30 dakikada ulaşabilirsiniz.

Çataltepe Plajı

cunda adası plajları

Adını, hemen arkasında bulunan tepedeki çatal şekline benzeyen kayalardan alan plaja, kendi aracınız haricinde, merkezden kalkan minibüsler ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Denizi berrak, sığ, genelde sakin ancak yoğun rüzgârların olduğu günlerde dalgalı da olabiliyor. Uygun fiyatları sebebiyle oldukça kalabalık olan plaj, mangalcıların da sıkça tercih ettiği bir yer haline gelmiş. Şezlong ve şemsiye kirası 10 TL olan plajda, duş, WC, soyunma kabini ve otopark hizmeti bulunuyor.

Duba Plajı

Duba Plajı, Ayvalık-Cunda arasındaki bağlantı yolunda bulunan, belediyenin işlettiği bir halk plajı. Denizi sığ, temiz ancak, kalabalık ve gürültü oldukça fazla…

Diğer Koylar

cunda adası

Adaya gidenlerin pek bilmediği, keşfedilmemiş, bakir koylar bulunuyor elbet. Gitmesi meşakkatli, yollar bozuk olunca, insan eli değmemiş, tertemiz kalmış. Bunlardan biri adanın en arkasında yer alan, Maden Adası’nın hemen karşısındaki koy. Balık tutkunlarının tercih ettiği bu koyu, kafa dinlemek, insanlardan uzaklaşmak, denizin keyfini sürmek için tercih edebilirsiniz. Etrafta hiçbir işletme olmadığı ve yolun da bozuk olduğunu göz önünde bulundurarak, yeme-içme konusunda tedbirli gelmenizi tavsiye ederiz. Cunda’dan Maden Adası’na yürüyerek geçişi sağlayan, denizin içindeki taşlardan oluşmuş doğal bir köprü/yol bulunuyor. Yer yer suyun bel seviyesine kadar geldiği söylense de, yürüyerek geçmek için çok güvenilir bir yol olmadığını düşünüyoruz. Belki macera tutkunları denemek isteyebilir, dikkatli olmanızı tavsiye ederiz.


Cunda Tekne Turu

cunda adası

Ada yolları bozuk, denize girilecek yerler sınırlı, hem adayı dışarıdan seyredeyim, hem de güzel güzel yüzeyim diyorsanız, yapmanız gereken tek şey tekne turuna çıkmak olacak. Limanda yer alan tur firmaları ile görüşüp, tur satın alabilirsiniz. Burada iki alternatif söz konusu, biri sadece size özel küçük bir tekne ile tur, diğeri ise grup halinde gezilen, klasik tekne turu. Grup tekne turlarında da iki alternatif var, birisi müzikli birisi müziksiz. Müziksiz olsun, kafa dinleyeyim diyorsanız, çıkacağınız tura karar verme aşamasında tur firmalarına bu konuyu da sormalısınız. Grup turlarının ortalama fiyatı 80-100 TL’dir.

Tur ile birçok koy gezme şansı bulacak, adadaki sadece denizden görülebilen yapıları inceleyebileceksiniz. Turların rotalarında, Akvaryum Koyu, Yeşil Koy, Ortunç Koyu, Çıplak Ada, İncir Adası, Maden Adası, Yalancı Boğaz, Kara Ada, Tımarhane Adası, Rahibe Okulu ve Ayışığı Manastırı bulunur.


Cunda Adası Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Cunda Adası kaç km?

İstanbul – Cunda Adası arası 410 kilometredir.

İzmir – Cunda Adası arası 166 kilometredir.

Bursa – Cunda Adası arası 277 kilometredir.

Ankara- Cunda Adası arası 734 kilometredir.

Cunda Adası’na nasıl gidilir?

İstanbul’dan Cunda Adası’na kendi aracınızla gitmek için kara yolu veya feribot tercih edebilirsiniz. Önce feribot ile Bandırma’ya, sonra karayolu ile Ayvalık’a ulaşabilirsiniz. Ayvalık-Cunda arası 8 kilometredir. Bandırma-Cunda arası yaklaşık olarak 3,5 saat sürmektedir. Otobüs ile gelecekseniz, önce Ayvalık’a daha sonra ise Ayvalık’tan Cunda Adası’na Ulaşım başlığında anlattığımız yöntemlerden birini tercih ederek adaya ulaşabilirsiniz. Havayolu ile gelecekseniz eğer, bulunduğunuz şehirden Edremit Körfez Havaalanı’na uçuş yapmanız gerekecektir. Edremit Körfez Havaalanı – Ayvalık arası 48 kilometredir. Havaalanında, Ayvalık ve çevre ilçelere ulaşabileceğiniz, uçuş saatlerine göre düzenlenmiş Shuttle hizmeti bulunmaktadır.  Bunun yanında Edremit-Ayvalık arasında yolcu taşıyan minibüs ve otobüsler de mevcuttur.

Cunda’ya yapacağınız yolculukta, daha önceki yazımızda anlattığımız Seyahat Uygulamaları, yolculuğunuzu büyük oranda kolaylaştıracaktır. İncelemeyi unutmayın.

cunda adası

Cunda Adası’na ne zaman gidilir?

Adanın tarihini keşfetmek, yaz aylarında kalabalık ile örtülen sokakları daha iyi görmek istiyorsanız, bahar ayları ve Eylül ayı adayı ziyaret etmek için en uygun zamandır.

Cunda Adası’nda kamp yapılır mı?

Evet, kamp yapabileceğiniz uygun alanlar bulunmaktadır. Özel camping işletmelerinin yanı sıra, Milli Park’ın içinde keşfedilmeyi bekleyen birçok kamp alanı yer almaktadır.

Cunda Adası’nda ne yenir?

Ege’nin deniz ürünleri, eşsiz mezeleri, zeytinyağlıları, otları, sebze yemekleri adada bulabileceğiniz güzel alternatifler ancak bunlar dışında adanın simgesi haline gelmiş yiyeceklerden yemeden, buradan ayrılmamalısınız. Mutlaka yemelisiniz dediğimiz her şeyi aşağıda listeledik.

  • Yörenin en özel lezzeti olan Papalina balığı… Hamsi gibi kılçığı ile yenebilen, ufacık ama lezzeti bir o kadar büyük bir balık.
  • Lor tatlısı, yanında sakızlı dondurmanızı istemeyi unutmayın!
  • Lokma… Tarçınlı favorimiz.
  • Sakızlı dondurma. Kordondaki dondurmacıların hepsinde bulabileceğiniz, adanın en güzel lezzeti.
  • Lor peynirli kurabiye. Karadeniz Pastanesi’nin, sıcak sıcak, mis kokulu, yumuşacık, lor kurabiyesinden yemeden olmaz.
  • Sakızlı kurabiye. Mis gibi sakız kokusuyla, ağzınızda dağılan, adanın en özel lezzetlerinden biri.
  • Sakızlı türk kahvesi. Hem sakız hem de Türk kahvesi seviyorsanız, denize karşı kahve keyfi yapmadan, adadan dönmeyin.

Cunda Adası’ndan ne alınır?

Lor peyniri, zeytin, zeytinyağı, adanın simgelerinden oluşan magnetler, zeytinyağlı sabunlar, Ege’nin özel otları, buradan alabileceğiniz en güzel şeyler.

Cunda Adası’nda nerede kalınır?

Cunda Adası otel ve pansiyon anlamında zengin bir bölge olsa da, Cunda Adası otelleri genellikle butik otel hizmetinin sunulduğu, fiyatların oldukça yüksek olduğu otellerdir. Cunda otellerinde genel olarak 12 yaşından küçük çocuklar kabul edilmemektedir, çocuklu bir aile iseniz, Cunda tatilinizi planlarken bu konuya dikkat etmenizi öneririz. Cunda Adası balayı planı yapabileceğiniz, şehirden kaçmak için gelebileceğiniz, sessiz, sakin bir tatil yeri.

Konaklayacağınız yere karar vermeden önce daha önce hazırlamış olduğum Konaklama Uygulamaları başlığı altındaki uygulamaları incelemenizi öneririz.

Cunda Adası Gezilecek Yerler yazımızda, ihtiyacınız olabilecek tüm bilgileri aktarmaya çalıştık. Tarih ile doğanın iç içe olduğu, Ege’nin en güzel adalarından biri olan Cunda’da keyifli bir tatil geçirmenizi dileriz.


Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum itibariyle Cunda Adası gibi maviliklere açılan birçok noktası bulunmaktadır. Daha önce hazırlamış olduğum “Seferihisar ve Sığacık Gezilecek Yerler” yazısı ile Cunda Adası gibi maviliklere açılan diğer bir ilçemizi keşfedebilir ve gezilerinizi bu doğrultuda planlayabilirsiniz.

Yazı Özeti
Cunda Adası » Cunda Adası Gezilecek 20 Önemli Yer
Konu
Cunda Adası » Cunda Adası Gezilecek 20 Önemli Yer
Açıklama
Cunda adası gezilecek yerler yazımız içerisinde; Cunda Adası koyları, Cunda Adası tekne turu ve gezilecek tarihi yerler hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Yazar
Yayıncı Adı
Rotamhikaye
Yayıncı Logo

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin